Kronik Ağrıda Psikolojik Faktörler

Kronik ağrı, oldukça sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Ağrı yaşayan kişinin fiziksel sağlığı olduğu kadar psikolojik sağlığı da oldukça etkilenir. Süreç uzadıkça kişinin çevresi de bu sarmalin içine girer ve bir kısır döngü oluşabilir.

 Ağrı ile ruh halimiz oldukça bağlantılıdır. Özellikle ağrının süresi büyük bir etkendir. Uzun süreli yaşanan ağrı, bir süre sonra kişinin yaşamından bir parça haline gelebilir. Bu durum kişinin yaşam tarzını olduğu kadar düşünce tarzını ve birtakım inançlarını değiştirebilir. Depresif belirtiler, uzun süreli ağrı çeken hastalarda en çok karşılaşılan durumdur. Hasta, giderek yaşamı ile ilgili edilgen bir duruma geçer. Başka bir deyişle, kişi yaşam rutinlerini, fiziksel hareketi, karar alma ve uygulamayı erteleyebilir ve değişimin kendi yapabileceklerinden ziyade dışarıdan (ilaçlardan, doktordan, yakınlarından vb.) gelmesini bekleyebilir. Davranış şekillerini değiştirebilir ve fiziksel tedavi sürecinin parçası olan birtakım şeyleri yerine getirmeme eğiliminde olabilir.

 Ağrı, sağlık alanı içerisinde birçok disiplinin konusudur. Son dönemde yaygınlaşan çoklu tedavileri içeren koordineli yaklaşım, kronik ağrılı hastalarda oldukça olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Hastaya bakış açısı biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri içerir.

Ağrısı olan bireyle, psikolojisi konusunda çalışırken ,kişinin bedensel ve zihinsel olarak edindiği edilgen yapı ve yaşam kalitesi ele alınır. Ağrıyı kontrol etmede olabildiğince etkin konuma gelmek, ağrı hakkında genel düşünce ve yargıların ele alınması ve sonucunda ümitsiz olarak algılanan bu durumun kontrolü zor ancak imkansız olmayan bir duruma dönüşmesi hastaya uzman tarafından verilen psikolojik desteğin temel amacıdır.

Tedavinin psikososyal bölümünü ise, hastanın sosyal ortamının düzenlenmesi oluşturur. Kişiyi sosyal yönden destekleyen grupların oluşturulması, eskiden görüştüğü ancak ağrıları sebebiyle sosyal işlevselliğinde yaşanan azalma sonucu bir süredir görüşmediği kişilerle iletişimini arttırmak, stresle başa çıkma yöntemlerini desteklemek, hobi edinmesini sağlamak ve kişinin önceden keyif aldığı etkinlikleri yaşama ufak ve güvenli adımlarla tekrar adapte etmek bu sürecin temel parçalarını oluşturur.

 Kişinin iyilik halinin geliştirilmesi ve korunması için önemli bir destekleyici de fiziksel egzersizdir. Kronik ağrısı olan birey, yapabileceği hareketler konusunda hekimine danıştıktan sonra egzersiz hakkında planlamalarını yapabilir. Egzersizlerin kişinin duygu durumu üzerine olumlu etkisi dünya genelinde yapılan birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Özellikle uyku kalitesi ve stresle baş etme konusunda etkileri yadsınamaz boyuttadır.

 Kronik ağrı, kişinin işlevselliğini etkileyen önemli bir konu olmakla birlikte, hastalar genellikle ruh sağlığı uzmanlarına başvurmayı erteleme eğiliminde olabilirler. Organik bir hastalık sonucu ağrı yakınması olan kişinin birtakım ruhsal rahatsızlığı (depresyon vb.) olabileceği gibi, ağrının nedeni fizyolojik kökenin yanında ruhsal kökenli de olabilmektedir. Bu nedenle kronik ağrısı olan bireyle çalışırken psikolojik etmenleri de göz önünde bulundurmak ve bu anlamda desteklemek tedavi sürecinin verimini artıracaktır. Tedavide, kişi bedensel ve ruhsal açıdan desteklenirken; kişinin fiziksel ve sosyal işlevselliğinin desteklenmesi ve başa çıkma becerilerinin arttırılması hedeflenmektedir.

 Kronik ağrıyla baş ederken önemli birkaç ipucu:

  •  “Baş etmek için neler yapılabilir?”e odaklanın: Ne kadar stresli olduğunuza odaklanmak yerine ağrının çözümü için eyleme geçmek işi kolaylaştıracaktır. Hekiminizin önerdiği tedaviyi en uygun şekilde uygulayarak başlayabilirsiniz. Tedaviyi uygulama konusunda erteleyici yanınızı dinlememeye özen gösterin. İlk başta zor gelebilir ancak neler yapabileceğinize odaklandıkça stresi yönetme beceriniz de artacaktır. Mutlaka ufak da olsa atılacak adım vardır!
  •  Yemek ve uyku düzeninize özen gösterin: Dengeli beslenmek, yeterli uyku, fiziksel egzersiz; stres ve ağrıyla baş etmenin en sağlıklı yollarındandır.
  •  Kendinizle yapıcı konuşun: Olumlu düşünmek her konuda etkin bir araçtır. Gelişim adımlarınızı takip etmeye çalışın. Ağrınızın dünden daha az olduğunu ya da bu hafta, geçen haftaya nazaran kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark etmek gibi… Örneğin, güçsüz olduğunuzu ve ağrıyla asla baş edemeyeceğinizi düşündüğünüzde; şu anki durumunuzun konforsuz olduğunu ancak bununla baş ederken her geçen gün ilerlediğinizi kendinize hatırlatabilirsiniz.
  •  Aktif olmayı deneyin: Günlük rutininize olabildiğince devam edin. Keyif aldığımız aktiviteleri yapmak her zaman bizi daha dinç tutar ve yaşama bakışımızı tazeler. Eskiden keyif aldığınız bir hobi ya da yakınlarınızla keyifli vakit geçirdiğiniz bir aktivitenizi hatırlamayı deneyin.
  •  Sosyal çevrenizle vakit geçirin: Yaşadığımız birçok olayda bizi destekleyen ailemizin, arkadaşlarımızın, diğer yakınlarımızın önemini hatırlayın ve az ya da çok onlara vakit ayırın.
  • Stresle başa çıkma yöntemlerinizi keşfedin: Ağrı, stresle oldukça ilişkilidir ve ağrının devamlılığı stresi arttırmaktadır. Stresle baş etmek için bilgi alın, uzmana danışın ve okuyun. Edindiğiniz bilgileri harmanlayıp kendi yaşamınıza uyarlayın.

Psikolog Elif Eşen

Reklam