Spor yapmak temelde fizyolojik bir aktivite olarak değerlendirilse de insanın bedensel, zihinsel ve ruhsal yapısının bir bütün olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda işin psikolojik boyutunu da ele almamız gerekir. Psikoloji işin içine girdiğinde ise kavramlar; düşünceler ve duyguların yakınından mutlaka geçer.
Spor; çocukluğumuzdan beri ‘dengeli ve sağlıklı yaşam’ dediğimiz kavramın içinde olması gerekenlerden biri olarak zihnimize yerleştirilmiştir. Dengeli ve sağlıklı olmak, fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da etkisini gösterir. Düzenli spor yapan insanları gözlemlediğimizde çoğunlukla duygularını daha iyi yöneten, özdisiplini kuvvetli, dikkati dağılsa da daha kolay toparlayabilen, belirli düzen, uygulama ve durumlara daha kolay adapte olabilen, iletişim becerileri güçlü ve en önemlisi kendi hakkında yapıcı düşünceleri olan kişiler olduklarını görürüz.
Her birimiz, kendimiz ve çevremizdeki insanlar için birtakım şeyler dileriz. Bu dileklerin çoğu en sade haliyle; mutluluk, sağlık ve başarı ile ilgilidir. Hayatımızda çok büyük yer kaplayan bu 3 kavramdan biri olan mutlulukla spor arasındaki ilişkiye biraz göz atalım.
Mutluluk, bize önceden verilen ve muhafaza edebileceğimiz bir şey değildir. Genel anlamda bir huzur ve sevinç hali olarak tanımlanabilir. Spor, yani fiziksel egzersiz sayesinde, mutlulukla ilişkili olduğunu düşündüğümüz bir takım hormonlar düzenlenir. Sporun insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkileri; fizyolojik, psikolojik ve sosyal sebeplerin bir araya gelmesiyle oluşur. Dünya genelinde yapılan birçok araştırmaya göre fiziksel egzersiz, stresle daha kolay baş etmemize yardımcı olmaktadır. Depresyon belirtilerini ve kaygıyı ise azaltmaya yardımcı olduğu bulgulanmıştır. Öfke kontrolü açısından bakılacak olursa, birçok yetişkin ve çocuğun fiziksel enerjisini sporla birlikte daha yapıcı aktivitelerde kullanmasıyla öfkesini daha rahat yönetebildikleri gözlemlenmektedir.
Mutluluk; kendi içimizde yaşadığımız bir hal olduğu kadar, hepimizin deneyimlediği üzere, kişilerarası etkileşimle de ilişkilidir. Yapılan sporun çeşidine göre değişiklik göstermekle birlikte çoğu sporda insanlarla etkileşim öne çıkar. Özellikle grup sporlarında kişi, yetişkin veya çocuk olsun, insanlarla iletişim kurar, karşısındaki kişiyi anlamayı ve birlikte hareket etmeyi öğrenir. Dolayısıyla insanlarla sağlıklı ilişki kurma süreciyle birlikte kişi, kendini iyi hisseder. Bu durum, hepimizin az ya da çok psikolojik ihtiyacı olan aidiyet duygusunun doyumuna da destek olur.
Spor, en sağlıklı iletişimi kurma ihtiyacımızın olduğu kendimizle ilişkimizi de düzenler. Birçoğumuz kendi kendimize olumlu ya da olumsuz birçok şey söyleriz. Mutlulukla ilgili söz konusu olan; iç diyaloglarımızdaki olumsuzlukları sıfırlamak değil, kendimizi sürekli olumsuz eleştirmenin yerine olumlu ve aynı zamanda geliştirilebilir özelliklerimizi barındıran kişisel bir değerlendirme yapmayı öğrenmektir. Spor aracılığıyla kişi; özdisiplin, performans, insan ilişkileri gibi birçok konuda kendini geliştirebileceği yönleri tespit edebilir. Bunun yanında emek ve başarılarından dolayı kendini takdir etme imkanını da yakalayabilecektir.
Kişi, hangi yaşta olursa olsun kendine uygun sporu düzenli yaptığı takdirde, psikolojik olarak kendini iyi hissedebilir, stresle daha rahat başa çıkabilir, insan ilişkilerinde kendini geliştirebilir ve kendini daha iyi tanıma, geliştirme ve takdir etme fırsatı bulabilmektedir.
Psikolog Elif Eşen